İçeriğe geç

Rakibimiz UEFA mı, yoksa Hollanda mı?

EURO 2024 son 16 turundaki rakibimiz Avusturya’ya karşı oynadığımız maçta yaptığı ‘bozkurt’ işareti sebebiyle Merih Demiral UEFA’dan iki maç men cezası aldı.

Karar ağır. Fazlasıyla ağır. Ancak sosyal medya ve ana akım medyada süreç hakkında inanılmaz bir bilgi kirliliği var.

Peki bu kararı nasıl değerlendirmeliyiz? İşte bu noktada bazı temel kriterleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çünkü sosyal medyadaki tepkilere ve verilen ‘uzman’ görüşlerine bakınca her zamanki gibi futbol severlerin tamamının futbol hukuku bilirkişisi gibi davrandığını görüyoruz. Kararın esasını değerlendirebilmek için önce usulüne bir bakmakta fayda var.

İlk olarak, bu kararın Bellingham’ın disiplin soruşturmasıyla paralel devam eden bir süreçte yaşanması ve nihayetinde İngiliz sporcuya ertelenmiş bir maç men ve para cezası verilirken Merih’e iki maç men cezası verilmesi sebebiyle bu iki kararın direkt olarak karşılaştırıldığını görüyoruz. Bu noktada, tüm ihlallerin aynı talimat maddesi (ya da maddeleri) altında değerlendirilmediğini ve aynı ağırlıkta olmadığını bilmekte fayda var. Bellingham Disiplin Talimarı (DR*) Md 11(2b)’den ceza alırken, Merih DR Md 11(1), 11(2b), 11(2c) ve 11(2d) maddelerinden ceza aldı.

Bir diğer konu, normal şartlarda bir ihlalde UEFA’nın ilk derece disiplin mercii olan Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu (CEDB) soruşturma ve yargılama yapma konusunda yetkiliyken, Merih’in kararında zaman kısıtı ve kararın önemi (maçta oynayıp oynamaması) sebebiyle direkt olarak ikinci derece (yani normalde CEDB’nin kararını temyiz edebileceğiniz) UEFA Temyiz Kurulu (AB) bu dosyayı birinci derece olarak inceledi. Bu yetkisi de DR Md 30(4)’ten geliyor.

Merih’in hareketinin maçın hakem veya delege raporlarında olmamasına rağmen nasıl disiplin soruşturması başlatıldığı konusu da tartışılan bir başka husus. Bu noktada, DR Md. 31(4)’te belirtildiği gibi, UEFA Yönetim Kurulu, UEFA Başkanı, UEFA Genel Sekreteri ve disiplin kurulları, UEFA disiplin ve etik müfettişlerini (maç raporlarında bulunmasa da) muhtemel bir ihlal tespit edildiği durumlarda göreve çağırıp soruşturma yapmasını talep edebiliyor. Ayrıca DR Md. 55 (1c) de de bu yetki tekrarlanmış.

Medyaya yansıyan haberlerde Almanya İçişleri Bakanı ve Almanya Ankara Büyükelçisi’nin Merih’in bozkurt hareketini ‘şikayet etmesi’ sebebiyle UEFA’nın soruşturma başlattığı söyleniyor. DR Md. 55(1e)’de kamu kurumundan gelen dokümanlara dayanarak ve Md. 55(1f)’de disiplin ve etik müfettişinin değerlendirmesine tâbi olmak kaydıyla muhtemel bir disiplin ihlali üzerinden şikayet edilmesi yoluyla disiplin soruşturması açılabildiği belirtiliyor. Fakat, UEFA’nın soruşturma açıldığına dair yaptığı açıklamada yalnızca DR Md 31(4) atfı var. Dolayısıyla, bu soruşturma direkt olarak Almanya’nın şikayeti üzerine başlatılmamış. Tabii ki ilgili şikayet haberlerinin UEFA Yönetim Kurulu üzerinde bir etkisinin olup olmadığını söylemek mümkün değil.

Bir diğer detay ise, kararı veren kurul olan AB’nin verdiği tüm kararlar, normal şartlar altında (UEFA Statüsü Md. 62) UEFA’dan tamamen bağımsız olan Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS*) temyiz edilebiliyor. Ancak Merih’in kararı aynı Statü’nün Md.63(b) bendindeki alt sınıra takılıyor. Yani, gerçek kişilere verilen, iki maç veya bir aya kadar olan men cezalarında CAS’ın yetkili olmadığını belirten madde bunu engelliyor. Dolayısıyla, Merih’in cezası spor hukuku anlamında nihai ve bağlayıcı hale gelmiş durumda.

Bu yazının amacı, muhtemelen fark etmiş olduğunuz gibi, kararın ağırlığını, Merih’in hareketinin ne anlama geldiğini ya da nasıl yorumlanması gerektiğini tartışmak değil. Bunu zaten şu anda milyonlarca insan yapıyor. Amaç, en azından tartışmanın altındaki usulleri anlayabilmek ve onun üzerinden sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek. Zaten bunun ötesinde konuşulacak her konu yorum niteliğinde kalıyor. Bizim nasıl fikir üretme ve yorum yapma hakkımız varsa, kararı veren UEFA Temyiz Kurulu’nda görev yapan hukukçuların da onlarca yıllık içtihada dayandırdıkları fikir ve yorumları var.

Keşke, Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynamaya ve belki de 2008’deki başarımızı bir adım öteye taşımaya bu kadar yaklaştığımız bu dönemde tüm odağımızı bir oyuncumuzun aldığı cezaya vermesek. Merih Demiral, önemli bir futbolcu ancak futbol bir takım oyunu ve keşke formda bir Avusturya’yı geçip nispeten formsuz bir Hollanda’ya karşı çıkacağımız çeyrek final maçına odaklanıp milli takımımıza gerçekten destek olabilsek. Maç öncesinde ve sırasında cezaya tepki olsun diye çıkarılacak her olay ve yaratılacak her gerginlik, rakibin ekmeğine yağ sürecek ve milli takımımızın konsantrasyonuna bir darbe daha vuracak. Kafalarda ‘zaten bize karşı oyunlar oynanıyor’ bahanesini yaratmanın, Hollandalılar dışında kimseye bir faydası yok.

Keşke, şöyle derin bir nefes alıp odağımızı tamamen futbola çevirebilsek. Aslında Merih Demiral vs. UEFA maçı oynanmadığını, yarı final yolunda Türkiye vs Hollanda maçını yapacağımızı fark edebilsek.

10’un Yeri Spor Bülteni #70: https://10unyerisporbulteni.substack.com/p/10un-yeri-spor-bulteni-70