Her zamanki gibi ülke olarak karışık duygular içindeyiz.
İlk maçımızda turnuvanın ‘yenisi’ Gürcistan’ı yendik. Ardından turnuvanın ‘gediklisi’ Portekiz karşısında ‘boy verdik’ ama su beklediğimizden derin çıktı.
Son maçtaki rakibimiz ise tam dişimize göre: Çekya. Ama bizi bekleyen büyük bir tehlike de söz konusu. Gruptan çıkmak için bu maçta berabere kalmamız yetiyor.
Takım olarak ‘yenemesen de yenilme’ psikolojisiyle oynamak acaba ne kadar sağlıklı? Montella maç öncesinde oyuncularına ‘Çıkın bu maçı kazanın!’ mı diyecek yoksa temkinli yaklaşıp dengeli bir oyun mu oynatmaya çalışacak?
‘Azla tamah etmek’ hayat felsefesi olarak kabul edilebilir bir anlayış olabilir ancak futbol dünyası bu atasözü için uygun bir alan değil. Risk almadan başarıyı yakalamak mümkün olmuyor.
Gruptan çıkamamamızın daha zor olduğu bir pozisyondayız. Dolayısıyla Çekya maçı sadece Son 16 turunda kiminle eşleşeceğimizi belirlemek için değil, aynı zamanda turnuvanın geri kalanında ümidimiz olup olmadığını gösterecek bir maç da olacak. Ortaya koyacağımız oyun hem futbolcuların kendilerine hem de biz taraftarlara mesaj niteliğinde olacak.
Bekleyip göreceğiz.
10’un Yeri Spor Bülteni #67: https://10unyerisporbulteni.substack.com/p/10un-yeri-spor-bulteni-67