FIFA’nın yıllık futbol takvimindeki 2. Transfer ve Tescil Dönemi, diğer adıyla ‘Ara Transfer Dönemi’, Türkiye’de dün itibarıyla başladı. 1 Şubat tarihine kadar kulüpler yeni oyuncularla sözleşme yapabilecek ve kadrolarındaki oyuncularla yollarını ayırabilecekler.
Ara transfer dönemi, normal şartlarda takımların sakatlık veya formsuzluk sebebiyle eksik kaldıkları bölgelere takviye yaptıkları bir geçiş dönemi olarak bilinir. Öte yandan, kulüpler sezon sonunda kontratı bitecek büyük yıldızlarını veya yıldız adaylarını sözleşme uzatmaya ikna edemiyorlarsa, ara transfer dönemi bu oyunculardan transfer bedeli (eski tabirle bonservis bedeli) kazanabilmek için son şanstır.
Fakat artık normal şartlar altında değiliz. Hem ülke futbolumuzdaki dövize endeksli ciddi küçülme hem de pandemi sebebiyle kulüplerin oyuncu alıp satma konusuna daha temkinli yaklaşmaları, fazla hareketli olmayacak bir transfer döneminin bizi beklediğinin göstergeleri.
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi’nin (CIES) Ekim 2020’de yayınladığı ‘COVID’in Futbolcu Transferleri Üzerindeki Gerçek Etkisi‘ raporuna göre, Avrupa’nın en büyük beş ligindeki toplam transfer harcamaları, son 10 senedir düzenli bir artış eğilimindeydi. Mart 2020’de dünya futbolunu etkileyen pandemiyle birlikte 2020 yaz transfer döneminde bu artış yerini beklenildiği gibi keskin bir düşüşe bıraktı. 2019 yaz transfer döneminde 6 milyar avroya yakın transfer bedeli ödeyen beş büyük ligdeki takımlar, 2020’de 3.3 milyar avro harcama yaptılar. Azalan transfer ödemelerinin yanı sıra kulüpler kendi oyuncularıyla da pazarlık masasına oturarak maaş indirimi/ertelemesi taleplerinde bulundular. Bu sürecin en azından sezon sonuna kadar devam edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Transfermarkt websitesindeki transfer gelirleri sıralamasında uzun bir süre en değerli 6. lig olan olan Süper Lig ise, son birkaç yılda hem TL’nin avro karşısında ciddi değer kaybetmesi hem de kulüplerin iflasın eşiğine gelmesi sebebiyle an itibarıyla 14. sırada bulunuyor. Tabii bu kemer sıkma politikasında TFF’nin sezon başında başlattığı ‘takım harcama limiti’ uygulaması da önem arz ediyor. Bugün yayınlanan ara transfer dönemi takım harcama limitleri, kulüpleri kaynaklarını basiretli bir şekilde harcamaya zorluyor.
Yeni bir oyuncu transfer etmek, kulüp yöneticisi için de taraftarlar için de medya için de futboldaki en heyecan verici unsurlar biridir. Dolayısıyla hiçbir takımın transfer yapamadığı bir sistemde futboldan aldığımız zevk de azalacaktır. Ancak kulüplerimizin zamanında transfer ettiği birçok üst düzey oyuncuyu, bırakın kâr etmeyi üstüne bir de tazminat ödeyerek göndermek zorunda kalmaları, bizi ne yazık ki içinde bulunduğumuz çıkmaza soktu.
Artık kontrollü bir şekilde küçülmeye giderek özkaynaklarımızı daha verimli kullanacağımız ve transfer kelimesinin yalnızca almak değil satmak olduğunu da özümseyeceğimiz bir döneme giriş yapmamız gerekiyor. Aksi halde gelir üretemeyen ve uluslararası arenada ne takımı ne de oyuncusu bulunan Avrupa’nın vasat futbol liglerinden biri olma tehlikesiyle karşı karşıyayız.
