(Bu yazı 04.11.2020 tarihli 10’un Yeri Spor Bülteni’nde yayınlanmıştır.)
2015’te dünya futbol gündemine bomba gibi düşen ‘FIFA Gate’ skandalının baş aktörlerinden FIFA eski genel sekreteri Jerome Valcke ve beIN Sports Media Group CEO’su Nasser Al-Khelaifi’nin İsviçre federal ceza mahkemesinde açılan davaları sona erdi.
FIFA Dünya Kupası ve Konfederasyon Kupası’nın Orta Doğu ve Afrika yayın haklarının beIN Sports’a verilmesinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 2017 yılında açılan davada Al-Khelaifi aklandı. Valcke ise yolsuzluk iddialarından aklanırken, evrakta sahtecilik yaptığı gerekçesiyle kısmen suçlu bulundu.
Valcke’nin, İtalya’nın Sardinya adasında bulunan lüks bir villayı satın almak için Al-Khelaifi’in verdiği destek karşılığında FIFA Dünya Kupası yayın haklarının beIN Sports’a verilmesi konusunda destek olduğu iddia edilmişti.
FIFA Gate: Sporda Yolsuzluk
2007-2015 yılları arasında FIFA Genel Sekreteri olarak görev yapan Jerome Valcke, FIFA Gate sürecinde birçok yolsuzluğun arkasından çıkan isimlerden biri olmuştu. Dünya Kupası biletlerini normal fiyatından pahalıya satmak, Dünya Kupası ev sahipliği oylamalarında maddi gelir karşılığında adaylara destek olmak, FIFA bütçesini kendi özel işleri ve ailesiyle birlikte tatile çıkmak için kullanmak gibi birtakım iddialar sebebiyle, 2016 Ocak ayında FIFA Etik Komitesi Valcke’ye 12 yıl futboldan men ve 100.000 İsviçre frankı para cezası vermişti. Bu kararın ardından da Fransız yöneticinin görevine son verilip sözleşmesi fesh edilmişti.
Bu kararı FIFA Temyiz Komitesi’ne taşıyan Valcke’nin cezası 10 yıla inmişti. Ancak bununla yetinmeyen Valcke, hakkını FIFA’dan bağımsız olan Spor Tahkim Mahkemesi’nde (CAS) aramaya karar vermişti. 2017’nin Şubat ayında başlayan CAS süreci, yapılan değerlendirme ve duruşmanın ardından Temmuz 2018’de sona ermiş ve Valcke’nin başvurusu reddedilmişti. CAS’ın bu kararını da İsviçre Federal Mahkemesi’ne taşıyan Valcke, buradan da olumsuz yanıt alınca FIFA Temyiz Komitesi’nin 2016 Haziran’da verdiği 10 yıl futboldan men ve 100.000 İsviçre frankı cezası nihai hale geldi. Tabii bu yalnızca dosyanın spor hukuku boyutuydu.
Spor Hukuku ve Ceza Hukuku
Valcke’nin dahil olduğu bu yolsuzluğun, spor hukuku anlamında yarattığı depremin yanı sıra tabii bir de ceza hukuku boyutu mevcut. Bu anlamda da sürecin İsviçre ceza mahkemesi boyutuna kısaca bakalım.
Fransız yöneticinin yukarıda bahsi geçen suçlamalarla Ocak 2016’da FIFA’daki görevine son verilince, dönemin İsviçre Başsavcılığı bu suçlamaları değerlendirmiş ve Mart 2016’da Valcke hakkında soruşturma başlatılmasına karar vermişti. Ekim 2017’ye gelindiğinde İsviçre federal ceza mahkemesi, Valcke ve beIN Sports CEO’su Khelaifi hakkında 2014, 2018, 2022 ve 2026 FIFA Dünya Kupalarının yayın hakkı dağıtımında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle ceza kovuşturması yapılmasına hükmetti.
14 Eylül 2020’de duruşması yapılan ve 30 Ekim 2020’de yazının başında bahsi geçen kararın açıklandığı bu dosya, aynı zamanda FIFA Gate dahilinde açıklanan ilk ceza kararı oldu.
Sonuç olarak, spor hukuku tarafında suçlu bulunan ve 10 yıl men cezası alan Valcke, ceza hukuku anlamında suçlamaların büyük çoğunluğundan aklandı. Bu durum adaletsiz gibi görünse de aslında bizlere hukuk alanlarında farklı dinamiklerin ve önceliklerin bulunabileceğini de gösteriyor. Spor hukukunda birçok alanda ‘makul şüphe’ infaza yeterli olurken, ceza hukukundaki ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi, aynı esastan farklı karar çıkmasına sebebiyet verebiliyor. Spor dünyasıyla ilgili verilen kararları incelerken bu ve benzeri ilkeleri göz önünde bulundurmakta fayda var.