İçeriğe geç

Pistorius’un Açtığı Kapıdan Leeper Geçemedi

(Bu yazı 30.10.2020 tarihli 10’un Yeri Spor Bülteni’nde yayınanmıştır.)

Tarih 4 Ağustos 2012. Londra’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda 400 metre koşan Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius, beş koşucu arasında ikinci olup adını yarı finale yazırmıştı. Bu yarışın önemi ise tarihte ilk defa bir ampute atletin Paralimpik Oyunları yerine Olimpiyat Oyunları’nda yarışmasıydı.

Pistorius, yarı finalde sonuncu olup kürsüye çıkamasa da, yarışa katıldığı protez koşu bacakları nedeniyle hayli uzun süre spor dünyasında adından söz ettirmişti. Bundan bir sene sonraysa kız arkadaşını öldürmekten yargılanması sebebiyle bambaşka bir tartışmanın odağında olacaktı.

Pistorius’un bu tarihi koşusu öncesinde gerekli izni vermeyen Uluslararası Atletizm Federasyonu (World Athletics, o zamanki kısaltması: IAAF) ile girdiği hukuk süreci, CAS’ın Pistorius lehine verdiği izin ile (CAS 2008/A/1480) sonuçlanacaktı. Bu karar aynı zamanda ampute atletler için önemli bir kapının da açılmasını sağlamıştı.

Blaker Leeper

Bu kapıdan geçmek isteyen bir başka 400 metreci olan ABD’li ampute atlet Blake Leeper’a ise geçtiğimiz günlerde CAS’tan kötü haber geldi. Pistorius gibi bilateral diz-altı ampute olan Leeper’ın CAS başvurusu, kullandığı protez koşu bacaklarının rekabet anlamında sporcuya avantaj sağlaması sebebiyle reddedildi. Yani sporcu Tokyo 2020’de yarışamayacak. 

Bu karar aslında spor hukuku anlamında da çok önemli bir prensibi bizlere tekrar hatırlattı. Her ne kadar spor disiplin hukukunda emsaller karar verme mekanizmalarında önemli yer tutsa da, her dosya mutlaka kendi esasına göre incelenir ve karar verilir.

CAS’ın 109 sayfalık bu kararında üç temel soruya cevap aranmış.

1) World Athletics’in Teknik Kurallar Kitabı Madde 6.3.4’te belirtilen ‘sporcunun herhangi bir mekanik destek kullanması halinde, bu desteğin sporcuya sportif rekabet anlamında bir avantaj sağlamadığını ispat etme yükünün sporcuda olması’ kuralının tefsiri,

2) Bu kural geçerli midir ve infaz edilebilir mi? Yani ispat yükü sporcuda mı olmalı? Kuralın talep ettiği husus hukuki midir? Bu kurala ihtiyaç var mı? Kural mantıklı ve orantılı mı?

3) Kuralın geçersizliği durumunda Blake Leeper bahsi geçen atletizm yarışmalarına protez koşu bacaklarını kullanarak katılabilir mi? 

Ampute atletlerin kullandığı koşu protezlerinin bir örneği

Kararın tamamına baktığımızda, CAS panelinin bu üç soruyu detaylıca incelediğini görebiliyoruz. Hepsini burada detaylandırmak mümkün olmasa da özetle verilen kararlar şu şekilde:

– Blake Leeper’ın World Athletics’in kararına karşı açtığı dava kısmen kabul edilmiştir.
– Kural 6.3.4 hukuki değildir ve ispat yükünü sporcuya yüklediği için metnin bu kısmı geçersiz olmalıdır. Ancak metinde bulunan ‘rekabet avantajı sağlarsa sporcunun yarışmasına izin verilmez’ kısmı geçerliliğini korumaktadır.
– Yapılan araştırma sonrasında sporcunun kullandığı protez bacakların kendisine sportif rekabet anlamında avantaj sağlayacağına karar verilmiştir. Dolayısıyla sporcunun paralimpik yarışmalar dışında hiçbir atletizm yarışına bu protezlerle girmesi mümkün olmayacaktır.

Kararın detaylarını hem teknik boyutuyla hem de hukuki boyutuyla uzun uzun tartışabiliriz. Ancak CAS’ın Leeper kararı, Pistorius’un açtığı kapının o kadar da rahat geçilebilecek bir kapı olmadığını bizlere gösterdi. Literatüre geçen bu karar ile sporda adil yarışma ortamını korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırladık.