İçeriğe geç

Uluslar Ligi’nde Hedef Euro 2024 Olmalı

(Bu yazı 9 Ekim 2020 tarihli 10’un Yeri Spor Bülteni’nde yayınlanmıştır.)

Uluslar Ligi, UEFA’nın milli takımların hazırlık maçları periyodunu turnuva formatına sokarak hem rekabeti hem de maçların ticari değerini arttırmak için yarattığı bir organizasyon. Dolayısıyla aslında bir hazırlık turnuvası gibi düşünülebilir. 

Ancak bu noktada önemli bir detayı atlamamamız gerekiyor. İkinci lig düzeyinde (B Ligi) bulunduğumuz bu organizasyonda başarılı olup A Ligi’ne çıkarsak, bir sonraki uluslararası turnuva olan 2024 Avrupa Şampiyonası’nda grup aşamasına kalmak için ciddi bir avantaj elde etmiş olacağız. 

Şöyle açıklayayım.

İlk Uluslar Ligi turnuvası olan 2018-19 versiyonu, (ertelenen) 2020 Avrupa Şampiyonası öncesinde yapılmış ve özel bir kademeli lig formatı sayesinde Uluslar Ligi takımlarına şampiyonaya katılım için ek kota imkanı sunulmuştu. Bu kotaların en önemli özelliği de, 2020 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu aracılığıyla da turnuvaya katılım hakkı kazanan ülkeler, iki taraftan da katılım hakkı kazandıkları için, Uluslar Ligi’nden elde ettikleri kota ligde sıradaki takıma aktarılıyordu. Dolayısıyla bir hazırlık turnuvası olmasının yanı sıra, sonunda ciddi bir ‘havuç’ da vardı. 

2020-21 Uluslar Ligi ise FIFA’nın turnuvası olan 2022 Katar Dünya Kupası öncesinde yapılıyor. Bu organizasyona UEFA’dan (yani Avrupa kıtasından) yalnızca 13 takım katılmaya hak kazanabildiği için Uluslar Ligi’nin formatı değiştirildi ve 2022 Katar’a direkt katılım kotası verilmedi. Haliyle, içinde bulunduğumuz Uluslar Ligi, gerçekten bir hazırlık turnuvası olarak görülebilir. 

Bu noktada bir adım daha ileriyi düşünerek hareket etmekte fayda var. 2024 Avrupa Şampiyonası öncesi düzenlenecek olan 2022-2023 Uluslar Ligi’nde ise 2018-19 formatına dönülmesi ve şampiyonaya direkt katılım kotalarının verilmesi ihtimali hayli yüksek. Dolayısıyla, eğer o dönemde A Ligi’nde bulunursak, A ligindeki birçok takımın zaten UEFA Avrupa Şampiyonası Eleme Grup Aşaması sonucu 2024’e gitmeye hak kazanma olasılığının yüksekliği sayesinde, ortaya çıkacak ek kota ile bizim de şampiyonaya katılma ihtimalimiz matematiksel olarak hayli artacaktır.

Ulusal takımların en büyük avantajı, kulüp takımlarının aksine, uzun vade plan ve program yapabilmeye müsait bir yapıya sahip olmalarıdır. Her iki senede bir değişmeli olarak düzenlenen Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası turnuvaları düşünüldüğünde aslında biraz planlama ve öngörü ile belki kısa vadede bir iki turnuvadan feragat edip, uzun vadede üç dört turnuva üst üste katılım sağlanarak ülke futbolunun da prestiji arttırılabilir. 

Kulüp takımlarımızı hem ulusal hem de uluslararası alanda bekleyen finansal ve sportif anlamda zorluklarla dolu bir dönem var önümüzde. Ülke olarak yüzümüdün biraz olsun gülebilmesi için A milli takıma fazlasıyla ihtiyacımız var.

Emir Güney

10’un Yeri Spor Bülteni