İçeriğe geç

Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik: Şampiyon Fransa!

ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE KARDEŞLİK: ŞAMPİYON FRANSA!

(Bu yazı 16 Temmuz 2018 tarihinde Diken.com.tr adresinde yayınlanmıştır.)

Rusya 2018 beklentileri aşan bir futbolun oynandığı Fransa-Hırvatistan final maçıyla birlikte sona erdi. Fransa 1998’den sonra ikinci defa dünya şampiyonu oldu. Hırvatistan maçı 4-2 kaybetse de hem oynadıkları pozitif futbolla hem de sahaya yansıttıkları takım ruhuyla herkesin beğenisini topladı. İlk defa bir finalde bir futbolcu kendi kalesine gol attı. Video Asistan Hakem (VAR) kararıyla verilen penaltı kararı maça damgasını vurdu. Bir gün önce oynanan üçüncülük-dördüncülük maçında ise gülen taraf İngiltere’yi 2-0 yenen Belçika oldu.

Fransa-Hırvatistan: Ezber bozan maç

Perisic (Fotoğraflar: Reuters)

Albert Einstein’a atfedilen meşhur sözlerden birini hatırlayalım: ‘‘Delilik aynı şeyi aynı şekilde defalarca yapıp her seferinde farklı bir sonuç beklemektir.’’ Fransa-Hırvatistan final maçında hepimiz içten içe biliyor gibiydik Fransa’nın kazanacağını ama bir yanımız da Hırvatistan kazansın istiyordu. Maç başladı, 18’de biraz fazla rahat çalınmış bir faul düdüğünün ardından gelen duran top organizasyonunda Mario Mandzukic’in kendi kalesine attığı gol ile Fransa öne geçti.

 

 

Fransa turnuva boyunca oynadığı neredeyse tüm maçlarda hep ilk öne geçen ve maçı önde bitiren taraf olmuştu. Rusya 2018’in tek golsüz mücadelesi olan Danimarka ile 0-0 berabere kaldıkları maç ve son 16’da Arjantin karşısında ikinci yarıda geriye düştükleri dokuz dakika haricinde tüm maçları skor avantajıyla bir nevi kontrol altında götürmüştü Maviler.

Hırvatistan cephesinde ise neredeyse her maç ayrı bir dramaydı. Gruplarda oynadıkları zorlu maçların ardından son 16’da ve çeyrek finalde penaltılarla, yarı finalde ise İngiltere karşısında 120 dakikanın sonunda finale kadar gelmişlerdi. Aynı zamanda grup aşamasından sonraki tüm maçlarda ilk golü kalesinde gören taraftı Hırvatistan. Final maçı da bu istatistiklere uygun şekilde seyrediyordu. Ta ki VAR devreye girene kadar.

Fransa’ya nefes aldıran VAR ile gelen penaltı oldu

Hakem Pitana VAR kabininde.

Heyecanımızı biraz dindirip Rusya 2018’e daha objektif bakabilmeye başladığımız zaman ilk fark edeceklerimizden biri VAR’ın aslında turnuvayı ne kadar etkilediği olacak. Özellikle grup maçlarında birçok verilen ve verilmeyen penaltı kararı sayesinde birçok maçın kaderini değiştiren bu sistem, Fransa-Hırvatistan maçına da damgasını vurdu.

Hırvatistan’ın beraberliği yakaladığı ve tekrar oyununun kontrolünü ele geçirdiği dakikalarda Fransızlar kazandıkları bir köşe vuruşu sonrasında dünya kupası final maçları tarihine de geçeceklerdi. Kornerden gelen topta on dakika önce beraberliği getiren Perisic istemsiz de olsa topa elle müdahale etti. Hakem Nestor Pitana ilk anda Perisic’in elle oynamasını bırakın müdahalesini dahi görmedi ve aut atışına karar kıldı. Ama atışı kullandırtmadı çünkü VAR hakemleri pozisyona bakması için onu uyarıyorlardı. Pozisyonu VAR ekranından inceleyen Pitana net bir şekilde yanlış karar verdiğini gördü ve penaltıya hükmetti. Fransızların penaltıcısı Antoine Griezmann da bu imkânı geri çevirmedi ve Fransa tekrar öne geçti.

Maçın ardından basın toplantısında Hırvatistan teknik direktörü Zlatko Dalic’e maç hakkında görüşleri sorulurken bu kararın bir final maçında verilmemesi gerektiğini belirtecekti. Belli ki kararın yanlış olmadığını o da görüyordu ama bir yandan da futbol tarihinde hakemin gözünden kaçmış ve oyunun bir parçası olduğu düşünülen bu hataların teknoloji yardımıyla düzeltilmesinin oyunun ruhuna aykırı olduğunu düşünüyordu Dalic. Aynı karar kendi takımı için verilmiş olsaydı yine böyle düşünür müydü bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz…

Hırvatistan düşüyor, Fransa yükseliyor

Griezmann’ın takımını öne geçirmesinin ardından Hırvatistan’da hafif de olsa bir direnç kaybı hissetmeye başladık. Nihayetinde Fransızlar iki defa kalelerine gelmişler, şut dahi çekmeden 2-0 öne geçmişlerdi. Zaten Fransa’nın pivot forveti Olivier Giroud’nun turnuva boyunca bırakın gol atmayı, kaleyi bulan yalnızca bir şutu olduğunu düşünürsek aslında Maviler’in nasıl bir anlayışa sahip olduğunu da özetlemiş oluruz. Savunma, savunma, savunma ve hızlı hücum.

İkinci yarıya 2-1 geride başlayan Hırvatlar için geride olmak çok fark etmiyordu belki ama Fransızlar turnuvanın başından beri uyguladıkları taktiği Hırvatistan’a karşı da başarıyla uyguladılar. Sabırla rakiplerinin topu çevirmesini bekleyen Maviler buldukları ender pozisyonları gole çevirince maç bir anda 4-1’e geldi. Sonrasında kaleci Hugo Lloris’in büyük hatasında topu ağlarla buluşturan Mandzukic’in golü ise ancak teselli olacaktı.

Maçın sonunda yüzde 61 topla oynama oranı ve toplamda yüzde 83 verimlilikle 547 pas yapan Hırvatistan’a karşısında yüzde 75 verimlilikle 271 pas yapan ve yüzde 39 topa sahip olma oranıyla maçı 4-2 kazanan Fransa vardı. Fransa göstere göstere, her zaman yaptığı gibi topu rakibine verdi ve golleri kendi buldu. Bizim de Einstein’ı haksız çıkarma çabalarımız beyhude kaldı.

Mavilerin geleceği parlak

Mbappe

Maçın ardından sahada düzenlenen kupa töreni ise yağan sağanak yağmur sayesinde 2022 kışında Katar’da düzenlenecek bir sonraki Dünya Kupası’nın provası gibiydi.

Altın Ayakkabı ödülünü attığı altı gol ile İngiltere’nin forveti Harry Kane alırken, en iyi genç oyuncu ödülünü herkesin beklediği gibi Fransız Kylian Mbappe kazandı. En iyi kaleci ödülü olan Altın Eldiven’i bir gün önce İngiltere karşısında aldıkları 2-0’lık galibiyetle turnuvayı üçüncü bitiren Belçika’nın kalecisi Thibaut Courtois kazandı. Bireysel anlamda en prestijli ödül olan ve turnuvanın iyi oyuncusuna verilen Altın Top ödülünü ise Hırvatistan’ın lider oyuncusu Luka Modric kazandı. Finali 4-2 kaybeden takımda skora kağıt üzerinde katkı dahi yapmamış bir oyuncu olan Modric’in bu ödülü kazanması onun ne kadar büyük bir futbolcu olduğunu da kanıtlıyordu.

Modric

Fransa takımı 2016’da kendi evlerinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası finalinde Portekiz’e kaybettikten sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı belki ama daha o zamandan gençleşen kadrosuyla Rusya 2018’e göz kırpıyordu. O dönem kadroda olmayan Mbappe, Pavard ve Lucas Hernandez gibi yetenekli takviyelere ek olarak favorilerin erken elendiği bir turnuva olmasıyla sayesinde Fransa’nın kupa yolunda önü de açılmış oldu. Hırvatistan ve Belçika gibi çok iyi futbol oynayan takımları küçümsememek gerek ancak takım genelinde bakıldığında tarihsel olarak kazanma alışkanlığı ve başarılı altyapı kültürü olan takımların her zaman bir adım önde olduklarını da kabul etmek gerek. Fransızlar oynadıkları futbol ile tam olarak otoriteleri tatmin etmemiş olsalar da Maviler’in İngiltere ile birlikte turnuvanın en genç ikinci takımı olduğunu da unutmamak gerek.

Fransa takımı şimdiden Euro 2020 ve Katar 2022’in de en büyük şampiyonluk adaylarından biri konumuna gelmiş durumda. 1998’i kazanan jenerasyonun futbolu bırakmasından sonra bir süre gerileme dönemi yaşayan ancak ciddi altyapı yatırımları sayesinde devrim sürecini başlatan Fransızlar Rusya’daki şampiyonluk ile de ilk somut adımı attılar. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda ‘Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik’ mottosunu futbol arenasında daha fazla duyuyor olacağız. Esas soru ise onları zorlamak için diğer takımların ne yapacağı.

Yazının orijinal yayın adresi: http://www.diken.com.tr/ozgurluk-esitlik-ve-kardeslik-sampiyon-fransa/