DÜNYA KUPASI’NDA SON SEKİZ MAÇ
(Bu yazı 4 Temmuz 2018 tarihinde Diken.com.tr adresinde yayınlanmıştır.)
Rusya 2018’de artık sona yaklaşıyoruz. 2 ve 3 Temmuz’da yapılan son 16 turu maçlarının ardından çeyrek final eşleşmeleri de tamamen belirlenmiş oldu. Brezilya Meksika karşısında topa daha fazla sahip olamasa da akıllı oyunuyla kazanmayı bildi. Brezilya’nın rakibini belirleyecek maçta Japonya karşısıda 2-0 geriye düşen Belçika uzatma anlarında bulduğu gollle turu geçen taraf oldu. Çeyrek finalin son eşleşmesindeyse İsviçre’yi 1-0 geçen İsveç ile Kolombiya’yı penaltılarla kupa dışına iten İngiltere karşılaşacak.
Neymar ve arkadaşları

Fotoğraflar: Reuters
E Grubu’nu lider bitiren Brezilya ile F Grubu ikincisi Meksika’nın karşılaştığı maçta gülen taraf 2-0’lık galibiyetle Brezilya oldu. Meksika maça daha dinamik başlayan taraf olsa da Güney Amerikalılar Neymar’ın öncülüğünde kısa sürede dengeyi kurdular. Brezilya ikinci yarının başında ve sonunda bulduğu gollerle çeyrek finale yükseldi.
Topla oynama oranlarına bakıldığında Meksika’nın yüzde 53’e yüzde 47 üstünlüğünü görebiliyoruz. Maçın skorunda etkili olan faktörün ise topla oynama oranı değil kaleyi bulan şut oranları olduğunu söyleyebiliriz. Neymar’ın dördü kaleyi bulan yedi şutuyla lider olduğu şut istatistiğinde Brezilya takım olarak Meksika kalesine toplam 21 şut çekti ve bunların 10’u isabetli oldu. Meksika’ya baktığımızda ise toplam 13 şut çektiklerini ve bunlardan yalnızca birinde kaleyi bulabildiklerini görüyoruz. Kaleyi bulan Carlos Vela’nın bu şutunun da Alisson’u pek terlettiğini söyleyemeyiz. Dolayısıyla maçın genelinde topu daha fazla dolaştıran Meksika olsa da daha dikine oynayıp bireysel yetenek üstünlüğüyle daha fazla pozisyon yaratan Brezilya maçı da kazandı. Böylece Meksika karşılıklı oynadıkları son dört maçta Brezilya’ya gol atamamış oldu.
Meksika teknik direktörü Carlos Osorio maçın ardından verdiği röportajda doğrudan isim vermese de Neymar’ın kendini çok fazla yere attığını ve bu sayede Meksika’nın maçta bir türlü tempo yapamadığını iddia etti. Neymar bu maçta takımının yaptığı 398 pastan 42’sinde topu ayağında buldu ve kendisine altı faul yapıldı. Turnuva başından beri oynadığı her maçta sahanın en fazla faul yapılan oyuncusu olan Neymar’ın kendini yere attığı pozisyonlar da olmuyor değil. Ancak mağlubiyeti verilen bu faullere bağlamak biraz kolaya kaçmak gibi gözüküyor. Neymar ise bu iddiaların her maç sonrası ortaya atıldığını ve bunun sadece onun konsantrasyonunu bozmak için bir taktik olduğunu söyleyerek yorumları pek de önemsemediğini gösterdi.
Davut ile Golyat
Rusya 2018’de son 16’ya kalan en zayıf takım olan Japonya kupanın en formda takımlarından Belçika karşısında hiç kimsenin beklemediği kadar ofansif bir oyun anlayışıyla sahadaydı. Belçika’nın İngiltere Premier Lig ağırlıklı kadrosunun böyle açık oynayan bir Japonya karşısında hızlıca skora gitmesini beklerken tam tersi durumla karşılaştık.
İlk yarısı daha dengeli geçen maçın ikinci yarısına Uzak Doğu’dan esen sert bir rüzgarla başladık. Ardı ardına Belçika kalesine gelen Japonya 48 ve 52’de bulduğu iki gol ile bir anda durumu 2-0’a getirdi. Turnuva boyunca beklenenden erken evine dönen takımları düşündüğümüzde bu durumun bizi fazla şaşırtmaması lazımdı. Ancak Belçikalılar bu kervana katılmayı reddetti ve rüzgarı kendi lehine çevirmeyi başardılar. 69 ve 74’te gelen goller durumu 2-2’ye getirdi. Herkes maçın uzatmalara kalacağını beklerken 93’te Japonya’nın kullandığı kornerde hızla kontra-atağa çıkan Belçika, Nacer Chadli ile 3-2’yi buldu ve çeyrek finale yükseldi.
Maçın ardından Japonya adına üzülmedik desek yanlış olacaktır. Eden Hazard, Romelu Lukaku, Thibaut Courtois ve Kevin De Bruyne gibi dünyanın en iyi takımlarında rahatlıkla oynayabilecek yeteneklere karşı cesaretle mücadele eden Japonlar bir ‘Davut ile Golyat’ hikayesi yazmaya çok yaklaşmışlardı. Belki de Rusya 2018’e bu son daha fazla yakışırdı. Japonya’nın elenmesiyle birlikte başka Asya temsilcisi kalmayan kupada turu geçen Belçika böylece Brezilya’nın rakibi oldu. Futbol severlerin izlemeyi en çok tercih edeceği çeyrek final maçının hangisi olacağını tahmin etmemize de gerek kalmadı.
İbrahimoviçsiz İsveç yoluna devam ediyor
Euro 2016 sonrası milli takımı bıraktığını açıklayan İsveç’in efsanevi ismi Zlatan İbrahimoviç’ten yoksun kadrosuyla Rusya’ya gelen İskandinav ekibi, İsviçre’yi 1-0 yenerek yoluna devam etti. İsviçre’nin yüzde 64’e yüzde 36 topla oynama üstünlüğü kurduğu maçta gole en yakın pozisyonların İsveç tarafından gelmesi çok da şaşırtıcı olmadı. Kontrollü bir futbol anlayışını tercih eden İsveç toplamda 271 pas yaparak neredeyse topla hiç oynamadan bu maçı da kazandı. Zaten Emil Forsberg’in ceza alanı dışından attığı zayıf şutun İsviçre defansına çarpıp gecenin tek golünün bu şekilde gelmesi maçın genelini de güzel özetliyor.
Ibrahimoviçli İsveç maçlarında en azından futbol severlerin heyecan yaşayacağının garantisi vardı. Zlatan futboluyla başaramazsa hakemlere yaptığı itirazlar, enteresan yüz mimikleri, rakiple dalaşmaları ve gördüğü kartlarla maçlara daima heyecan katardı. 1994’ten beri ilk defa çeyrek finale kalabilen İsveç takımı kağıt üzerinde daha başarılı gibi görünse de ekran başındakilere hiç tat vermediği kesin.
Nihayet! İngiltere penaltılarla tur atladı
Son 16 turunun son maçı olan Kolombiya-İngiltere mücadelesinde daha maç başlamadan en çok konuşulan konulardan biri İngilizlerin penaltı vuruşlarındaki tarihsel başarısızlığıydı. Hiçbir Dünya Kupası’nda penaltılarla turu geçmeyi başaramayan Adalılar, Kolombiya maçının da son dakika golüyle seri penaltılara gitmesinin ardından ciddi bir baskı hissetmiş olmalılar. Euro 96 yarı finalinde Almanya’ya karşı kaçırdığı penaltı ile İngiltere’nin elenmesine sebep olan Gareth Southgate’in bu maçta İngilizlerin başında olması da gecenin hikayesine ayrı bir tat kattı diyebiliriz. Ancak Southgate’in verdiği bir röportajda takımı penaltı vuruşları için mart ayından beri hazırladığını söylemesi bu durumu çok ciddiye aldığını bizlere gösteriyor. Zaten penaltı vuruşları sırasında kameralara yansıyan sakin ve kendine güvenen duruşundan bunu tahmin etmeliydik.
Nihayetinde bu sefer tarih tekerrürden ibaret olmadı ve İngilizler kaleci Jordan Pickford’ın kurtarışlarını kaliteli vuruşlarıyla süsleyerek Rusya 2018’de çeyrek finale son adını yazdıran takım oldular. Çeyrek finaldeki rakipleri ise İsveç olacak.
Artık son sekiz maç
Rusya 2018’in final maçına kadar önümüzde yalnızca yedi maç daha var. Dört çeyrek final ve iki yarı final maçının ardından oynanacak üçüncülük maçıyla birlikte büyük gün gelip çatacak. Tablonun sol tarafından gelen Uruguay, Fransa, Brezilya ve Belçika kaliteli kadrolarıyla finalde olmayı fazlasıyla hak eden takımlar. Kupa boyunca yaşanan sürpriz maçların bolluğu sebebiyle tablonun sağ tarafından gelen Rusya, Hırvatistan, İsveç veya İngiltere’den birinin final oynayacak olmasıysa turnuvaya farklı bir heyecan katıyor.
Ruslar evsahibi oldukları için direkt katıldıkları turnuvada finali görürlerse Dünya Kupası tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza atmış olacaklar. 1958’de İsveç’te düzenlenen kupadaki Brezilya-İsveç final maçından bu yana futbol anlamında bu kadar düşük profilli bir ev sahibinin finale kalması hayli şaşırtıcı olacaktır. Daha da şaşırtıcı olanı ise 1958’deki bu finalin tekrar edilme ihtimalinin bulunuyor olması. İsveç takımı tatmin etmeyen ama kazanmayı bilen futboluyla bizlere neredeyse ‘finale kalırlarsa şaşırmam’ dedirtiyor. Bu dörtlünün arasındaki favori ikili ise Hırvatistan ve İngiltere olarak görünüyor. Ancak bu kupa bize ‘favori’ kelimesini daha dikkatli kullanmamız gerektiğini fazlasıyla öğretti. 15 Temmuz’daki finale kim kalırsa kalsın umarız kazanan şahane maçlara tanık olan futbol severler olur.
Yazının orijinal yayın adresi: http://www.diken.com.tr/dunya-kupasinda-son-sekiz-mac-1958deki-finali-tekrar-gorebiliriz/