İçeriğe geç

Dünya Kupası’nda İlk Üç Günün Karnesi

DÜNYA KUPASI’NDA İLK ÜÇ GÜNÜN KARNESİ

(Bu yazı 17 Haziran 2018 tarihinde Diken.com.tr adresinde yayınlanmıştır.)

Dünya Kupası heyecanı başladı. Açılış maçında gelenek olduğu üzere ev sahibi Rusya sahadaydı. İlk üç gün vasat maçlar da oldu, final maçı dense sırıtmayacak maçlar da. Her maç bir yazıya konu olacak kadar kendi hikayesini üretse de A, B, C ve D grubu maçlarının oynandığı ilk üç günden öne çıkan başlıklar oldu.

Moskova’nın Luzhniki Stadyumu’nda düzenlenen açılış seremonisi görsel şovlar ve mini konserin ardından Robbie Williams’ın ‘orta parmağı’yla sona erdi ve bu manidar mesaj ile futbola döndük.

Luzhniki Stadyumu Rusya ile Suudi Arabistan arasında yapılan açılış maçına ev sahipliği yaparken bir yandan da petrol zengini iki ülkeyi karşı karşıya getirdi. Zaten yayında bol bol Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, FIFA Başkanı Gianni Infantino ve Rusya Başkanı Vladimir Putin’i sohbet ederken gördük. Rusya golleri peş peşe attıkça Putin’in Salman’a hafiften mahcup olduğunu da hissettik. Ne de olsa bir gün önce yükselişte olan petrol fiyatları sebebiyle iki lider arasında ‘dostane’ bir toplantı yapılmıştı. Rusya’nın rakibini amiyane tabirle ‘beşlemesi’ Putin’i bir miktar zor durumda bırakmış olsa gerek. Tabii bu görüntü hemen sosyal medyada da karşılığını buldu: El Gasico!

Rusya-Suudi Arabistan maçından… (Fotoğraflar: Reuters/Arşiv)

İkinci güne ise gerilimli bir ortamda başladık. Kupa’nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika yayın haklarını elinde bulunduran Katar’ın beIN Medya Grubu açılış maçının Suudi Arabistan’da kaçak bir şekilde yayınlanmasını FIFA’ya şikâyet etti. Bölgenin ‘dışlanmışı’ konumunda olan Katar, Suudiler’e yayın haklarını vermeyince onlar da açılış maçını (ve kalan tüm maçları) usulsüz bir şekilde yayınlamaya karar verdiler. FIFA’nın sert uyarısı ile‘Futbol dostluk, kardeşlik ve yayın haklarının korunmasıdır’mesajıyla güne başladık.

Salah

Mısır-Uruguay maçında beklenen sürpriz olmadı ve Salah oyuna girmeden yedek olarak maçı bitirdi. Maç boyunca defalarca kulübedeki Salah’ı gösteren yayıncı kuruluş da Salah’ın oyuna girmesi konusunda en az taraftarlar kadar heyecan duyuyordu belli ki. 90 dakika oynayıp daha az kameraya çıkan Mısırlı futbolcuların olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yıldız forvetinin eksikliğine rağmen ofansif bir oyun sergileyen Mısır, Uruguay’ın bitime dakikalar kala attığı golle yıkılsa da son iki maç için ümitlerini korudu. Salah sahaya çıkacak en nihayetinde.

İranlı bir taraftar…

İkinci günün merakla beklenen maçı Portekiz-İspanya mücadelesi olsa da öncesinde beklenildiğinden daha heyecanlı geçen bir Fas-İran maçı izledik. Ülkemizi milli formayla olmasa bile kulüplerimizin formasıyla Rusya’da temsil eden Belhanda, Dirar, Boutaib ve Da Costa’nın takımı Fas bütün maç üstün gözüktü. Ancak İran’ın son dakika golüyle galip gelmesi günün sürprizi oldu. Sahadaki heyecan kadar özellikle ülkelerinde stadyuma girmeleri yasak olan İranlı kadın taraftarların doya doya tribün keyfi yaptıkları gözden kaçmadı.

Günün maçıysa beklenildiği gibi Portekiz-İspanya mücadelesi oldu. Son Avrupa Şampiyonu Portekiz ile Rusya 2018’nin şampiyonluğa en yakın adaylarından biri olan İspanya kupanın heyecan dozunu bir üst seviyeye taşıdılar. Turnuvaya günler kala Real Madrid ile anlaşan teknik direktörleri Julen Lopetegui’yle yolarını ayırıp yerine apar topar milli efsanelerinden Fernando Hierro’yu getiren İspanya’nın durumu hakkında birtakım soru işaretleri olsa da sahaya çıktıklarında oynadıkları futbolla tüm bulutları dağıttılar.

Ronaldo

3-3 biten maçta en çok konuşulan konulardan biri ise hat-trick yapan Cristiano Ronaldo’ya maça henüz saatler kala İspanya’da vergi kaçırmaktan iki yıl hapis ve 18,8 milyon avro para cezası verilmesi oldu. Ana motivasyonu hırs olan bir futbolcuyu etkilemek için böyle taktiklerin geçerli olmadığını da canlı canlı görmüş olduk. Zaten son dakikalarda maç 3-2 İspanya lehineyken kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Ronaldo’nun yüzündeki ciddiyetin ‘Bu vergi borcunu nasıl ödeyeceğiz şimdi?’ sorusundan kaynaklanmadığı tahmin etmiştik.

Penaltılar, Messi ve VAR

Üçüncü gün ise futbolseverler için rüya gibiydi. Günlük üç maç rutini bu güne özel dört maça çıktı ve saat 13.00’de başlayan festival havası gece 00.00’da sona erdi.

Günün ilk maçı turnuvanın en pahalı oyuncu kadrosuna sahip Fransa ile Avustralya arasında oynandı. Fransa’nın rakip savunmada boşluk bulma çabalarıyla geçen maç aynı zamanda Dünya Kupası tarihine ilk aktif VAR kararının verildiği maç olarak geçti. Maçın 56’ncı dakikasında ceza alanında yerde kalan Griezmann’a yapılan hareketin faul olmadığını düşünen maçın hakemi Andres Cunha pozisyonun ardından VAR’a danışarak görüntüleri saha kenarında izledi. Hata yaptığını gören Cunha penaltı kararını gecikmeli de olsa verdi. Böylece tekrarı izlendiğinde penaltı olduğu düşünülen bir pozisyonda karar düzeltmesi yapılarak adalet de sağlanmış oldu. Maçın sonlarına doğru Avustralyalı Aziz Behiç’in kendi kalesine gönderdiği topun çizgiyi geçip geçmediği kararını da ancak Gol Çizgisi Teknolojisi yardımıyla verebilen maçın hakemini bir maçta iki farklı teknoloji kurtarmış oldu.

Messi

İkinci maç ise ‘Lionel Messi artık kupayı Arjantin’e getirecek mi?’ sorusunu tekrar ısıtıp servis ettiğimiz Arjantin-İzlanda maçıydı. Brezilya’da dört sene önceki finalde Almanlar’a kaybettikleri kupayı bu sefer Güney Amerika’ya götürmek isteyen Tangocular, sert İzlanda savunması karşısında fazla varlık gösteremediler. İzlanda da Euro 2016’daki formunda değildi. Tabii Messi’nin kaçırdığı penaltı maçın önüne geçti ve bir başka cevapsız soruyu bize hatırlattı: Messi mi, Maradona mı? Maçı tribünde keyifle purosunu içerek izleyen Maradona maçın berabere bitmesine üzülse de Messi’nin penaltı kaçırmasına içten içe sevinmiş olmalı.

Günün son iki maçında turnuvanın en heyecan yaratan takımlarından Peru’yu, her daim istikrarlı oynayan Danimarka’yı, her turnuvanın gizli favorilerinden Hırvatistan’ı ve eski günlerini mumla arayan Nijerya’yı izledik.

Peru’nun İsviçre Federal Mahkemesi’nden izinli forveti Paolo Guerrero oyuna sonradan girip elinden geleni yapsa da Danimarka’nın maçı kazanmasına engel olamadı. Maçın kırılma anı ise ardı ardına gelen atakları gole çeviremeyen Peru’nun VAR izlemesiyle verilen penaltıyı da gol yapamaması oldu. Hırvatistan ise Barcelona, Real Madrid ve Juventus gibi takımlarda düzenli oynayan üst düzey ayakları ve kaliteli futboluyla Nijerya’ya baskı kurduğu maçı rahat kazandı. Günün maçlarını tek kelimeyle anlatmak gerekirse dört maçta da hakemlerin beyaz noktayı göstermesinden dolayı ‘penaltı’ kelimesi herhalde doğru seçim olacaktır.

Önümüzdeki üç gün son şampiyon Almanya, her turnuvanın olağan şampiyonluk adayı Brezilya, altın jenerasyonlu Belçika ve kupa hasreti günden güne çoğalan İngiltere’nin ilk maçlarını izliyor olacağız. Heyecan artarak devam ediyor. Turnuvanın sonuna kadar kimseye söz vermeyin!

Yazının orijinal yayın adresi: http://www.diken.com.tr/dunya-kupasinda-ilk-uc-gunun-karnesi/