FANG FUTBOLUN PEŞİNE DÜŞTÜ
Yeni jenerasyonlar futbolu farklı tüketiyorlar. Internet ve sosyal medya bu tüketimi hızlandıran araçların başında geliyor. FcBusiness.co.uk makalesini yorumladım.
Y kuşağı* ve Z kuşağı** (GenZ) teknolojiyi kendilerinden önce gelen jenerasyonlara göre çok farklı kullanıyorlar. Bu durumun en bariz örneklerinden bir tanesi de televizyon izleme alışkanlıkları. Özellikle GenZ kuşağının bir televizyon ekranı karşısına oturup izlemek istedikleri yayının saatini beklemek gibi zorlu bir görevi tamamlayacak ne sabrı ne de zamanı var.
Bu sabırsızlığın tek istisnası ise çoğunlukla spor müsabakalarının öncülüğünü yaptığı canlı yayınlar. Spor müsabakaları yayıncılığına ise tahmin edilebileceği gibi futbol öncülük ediyor. Y ve Z kuşakları kendilerini kurtaramadıkları bu zaman paradoksunu mekansal özgürlüklerini sağlayarak bir nevi telafi ediyorlar. Yani en azından televizyonun önünde beklemeye mahkum değiller. Internetin çektiği her an ve mekanı kullanarak canlı yayınları telefonlarından, tabletlerinden veya bilgisayarlarından takip ediyorlar.
GenZ’ye yaş olarak dahil olmasam da bu satırları Eminönü-Büyükada Şehir Hatları vapur hattında, Kınalıada ile Burgaz Adası arasında seyir halindeyken mobil modemimin sağladığı internet servisini kullanarak yazıyor olmam kafa olarak onların dünyasından çok da uzak olmadığıma bir örnek.
Tabii Z kuşağının bu tarzı kendiliğinden oluşmadı. Gelişen dijital teknolojilerin getirdiği imkanın büyüklüğü ve hızı, her yeni jenerasyonun bir öncekinden daha talepkar olmasını sağlıyor.
Canlı yayın dendiğinde ise pastanın en büyük payını futbol yayınları almakta. İşte ‘FANG’ tam da bu noktada devreye giriyor. Amerikalılar kısaltmaları olan tutkusunun bariz örneklerinden biri olan FANG, Facebook, Amazon, Netflix ve Google firmalarını bir arada ifade etmek için kullanılıyor. Bu firmaları bir araya getirmedeki amaç ise hepsinin spor yayıncılığı konusunda büyük adımlar atıyor ya da atmayı planlıyor olmaları.
20. yüz yılda gelişen teknolojilerin yayılma hızlarını karşılaştırdığımızda FANG’in spor yayıncılığı konusunda ne kadar hızlı ve etkin yayılabileceğini de az çok tahmin edebiliyoruz. Telefonun, radyonun, televizyonun, internetin ve Facebook’un 50 milyon kullanıcıya ulaşma sürelerini karşılaştıralım. Telefon bu rakamlara 75 yılda, radyo 38 yılda, televizyon 14 yılda, internet 4 yılda, Facebook ise yalnızca 2 yılda 50 milyon kullanıcı rakamına ulaştı.
Dijital çağın başarılı şirketleri aracıları devreden çıkarttılar. Böylece müşterileri için hayatı hem daha ucuz hem de daha esnek hale getirdiler. Genç izleyiciler düşük maliyetli ve talep-odaklı (on-demand) hizmete alışkın. Değişime ayak uyduramayan, zamanın gerisinde kalmış bürokrasiye bağlı, pahalı, müşteriye efektif şekilde ulaşamayan firmalar artık tutunamıyorlar.
Araştırmalar gösteriyor ki ortalama bir Z jenerasyonu üyesi, kendini yetkili kılmış, dikkat aralığı çok dar karamsar bir beleşçi konumunda. GenZ ulaşmak istediği spor içeriğini sadece ne zaman ve nerede istediği söylemiyor, onu nasıl istediğini de talep ediyor.
İçinde olduğumuz 140-karakter-dünyasında gene de uzun yazılar için de bir talep var. Her ne kadar gazeteler ve dergiler daha genç nesillere ulaşıp dijital platformları paraya çevirmek için geleneksel gazetecilerin işine son verse de, GenZ arasında uzun ve objektif uzman görüşlerine karşı da paradoksal bir talep var.
Markalar artık gençlere ayak uydurabilmek için daha hızlı ve daha kolay adapte olabilen bir yapıda olmalılar. Fakat birçok platform sayesinde futbolun yeni kitlelere ulaşması için birçok farklı opsiyon da mevcut. Farklı platformlarda aynı anda bulunabilmek ve farklı insanlara farklı şeyler sunabilmek daha zor ve kompleks olabilir. Ancak yarışta kalmak istiyorsanız bunu yapmak zorundasınız.
*(1980-2000 yılları arası doğmuş kuşak)
**(2000’den sonra doğanların kuşağı)